Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi

Okuma Süresi

3 Dakika

Yayınlanma Tarihi

1 Mart 2023

“Milli Teknoloji – Güçlü Sanayi” yaklaşımıyla ortaya koyulan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin 5 bileşeninden birini “Girişimcilik” teşkil ediyor. “Teknoloji Girişimciliği” de ülke kalkınmasının ve Milli Teknoloji Hamlesi’nin önemli bileşenleri arasında yer alıyor. Bu bağlamda teknoloji girişimciliğin ülkemizdeki gelişim hızının artırılması, girişimcilik ekosisteminin gelişmeye açık yönlerinin tespiti ve bu yönleri stratejik hedefler doğrultusunda güçlendirerek küresel boyutta lider bir teknoloji girişimciliği ekosistemi inşa etmek amacıyla oluşturulan “Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi” 27 Ekim 2022 tarihinde yayınlandı. Bu yol gösterici belge, ekosistem paydaşlarının aktif katkısı ile ortaya koyuldu.

Türkiye’de teknoloji girişimciliği ekosisteminin gelişimini hedefleyen bu inisiyatifin hedeflerini, önceliklerini ve stratejilerini belirleyen doküman, “Teknogirişim[1] Stratejisi” olarak adlandırılıyor. Bu Strateji, uluslararası arenada yüksek rekabet gücüne sahip bir teknoloji girişimciliği ekosistemi oluşturmayı ve ülkemizi teknoloji girişimleri için bir çekim merkezi konumuna getirmeyi amaçlıyor. Bu çerçevede katılımcı bir süreç takip edilerek hazırlanan, ekosistemin tüm paydaşlarını kapsayan, uluslararası oyuncuları yakından takip eden, farklılık ve üstünlükleri analiz ederek politikalar geliştiren kapsayıcı bir doküman niteliğinde var olarak girişimcilere yol gösteriyor.

Teknogirişim Stratejisi ortaya koyduğu 9 hedef doğrultusunda ilgili eylemleri hayata geçirmeyi planlıyor. Bu kapsamda, 2025 yılına kadar; ülkemizde melek yatırımcı sayısının 5 bine çıkarılması, kitle fonlama faaliyetlerinin 2,5 milyar TL hacme erişmesi, dünyanın en gelişmiş ilk 20 ekosistemi içerisinde yer alınması, girişimcilik ekosistemine 5 milyar TL tutarında kamu desteğinin aktarılması ve girişimcilik ekosistemimizden 15 Turcorn[2] ve 5 Decacorn’un çıkması hedefleniyor. 2030 yılına kadar ise girişim ekosistemimizin dünyanın en gelişmiş ilk 10 girişimcilik ekosisteminde yer alması, İstanbul’un girişimcilikte dünyanın ilk 20 merkezinden biri haline getirilmesi ve teknogirişim sayısının 100 bin seviyesine ulaştırılması hedefleniyor.

Strateji, etki potansiyelini dikkate alarak dört temel boyutu özel olarak odağına alıyor. Buna göre Fırsat Eşitliği, Sürdürülebilir Yaşam, Gençlerin Geleceğine Yatırım ve Odak Gelişim Alanları boyutlarında etki üretilmesi temel amaç olarak görülüyor ve Stratejinin bu renklerini, toplumsal hayata ve ülke ekonomisine azami ölçüde yansıtması bekleniyor.

Strateji ile ülkemiz teknoloji girişimciliği ekosistemi kapsamlı bir şekilde ele alınarak bir yol haritası ortaya koyulurken, 30 strateji doğrultusunda oluşturulan 90 eylem ile ekosistemin tüm aktörlerinin etkin rol oynayacağı bir plan sunuluyor (bkz. Teknogirişim’ler için 30 Strateji, https://www.sanayi.gov.tr/medya/duyurular/ulusal-teknoloji-girisimciligi-stratejisi2 , s.44). Strateji belgesinde teknoloji girişimciliği ekosistemi; Erişilebilir Finansal Araçlar, Fırsat Sağlayan Politika, Yetenek ve Teşvik Eden Kültür, Yol Açan ve Öncülük Eden Kapsayıcı Destekler, Girişim Dostu Pazar Koşulları olmak üzere 5 ana başlık altında inceleniyor.

Türkiye’de teknoloji girişimciliği ekosisteminin gelişimini hedefleyen, teknoloji alanında küresel bir iddia ortaya koymak üzere oluşturulan bu Strateji, dünyayı yakından takip eden, farklılık ve üstünlüklerimizi analiz eden, tüm paydaşları dikkate alarak uygun politikalar geliştiren ve uygulayan bir kamu idealini ortaya koyuyor. Bununla birlikte Stratejide tanımlanmış hedeflerin teknoloji girişimciliği ekosistemindeki tüm paydaşların katkı ve katılımı ile gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Bu kapsamda Strateji, açık çağrı ile tüm kamu kurumlarını, yatırımcıları, sivil toplum kuruluşlarını, kurumsal firmaları, yerel aktörleri, ekosistem uzmanlarını, girişimcileri, girişimci adaylarını ve diğer tüm paydaşları vizyonuna ve motivasyonuna ortak olmaya; “Gelecek İçin Girişim” inisiyatifine katkı vermeye davet ediyor.

[1] Strateji ile teknik tanım olarak Teknogirişim, teknoloji ve yenilik odaklı faaliyetler yürüten, hızlı büyüme potansiyeline sahip, ölçeklenebilir bir iş fikri olan en fazla 10 yaşındaki bir girişim şirketi olarak tanımlanıyor.

[2] Girişim seviyesinden hızla ölçeklenerek 1 milyar Dolar değerlemeye ulaşan Türk girişim firmalarına “Turcorn” denilmektedir.

Turcorn 100 Programı Lansmanı Yapıldı

Okuma Süresi

2 Dakika

Yayınlanma Tarihi

1 Mart 2023

Girişim seviyesinden hızla ölçeklenerek milyar dolar değerlemeye ulaşan şirketler dünyada unicorn olarak adlandırılıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi’nde Türkiye’de yerleşik unicornlar için Turcorn ifadesini kullanıyor. 2019 yılında yayınlanan Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi’nde 2023 yılına kadar 10 Turcorn’a ulaşılması hedeflenmişti. (bkz. 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, https://www.sanayi.gov.tr/assets/pdf/SanayiStratejiBelgesi2023.pdf , s.30) 2022 itibariyle Türkiye teknoloji girişimciliği ekosistemi altı Turcorn çıkarmıştır. Bu altı Turcorn sırasıyla Peak Games, Getir, Dream Games, Trendyol, Hepsiburada ve Insider’dır. Turcornlarımız başarılarıyla küresel arenada isimlerinden söz ettirmektedir. Başarılı Türk girişimleri hem ihracatı arttırmakta hem de yabancı yatırımcıların ülkeye yatırım yapmasına katkı sağlamaktadır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknoloji girişimciliği ekosistemine yeni Turcornlar kazandırabilmek amacıyla 21 Aralık 2022’de bir lansman yaparak Turcorn 100 Programını başlattı. Turcorn 100 Programı; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde birçok kurumsal firma, girişim ekosistemi aktörleri ve kamu kuruluşları paydaşlığı ile kamusal değil ulusal olarak hayata geçirilen milli bir vizyonu ifade ediyor. Girişiminin erken aşamasını başarıyla geçmiş, hızlı büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji girişimlerinin, daha hızlı ölçeklenmesine ve küresel pazarlara açılmasına destek olan Turcorn 100 ekibi ölçeklenme aşamasındaki teknoloji girişimcilerinin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş faaliyetler yürütüyor.

Milli Teknoloji Hamlesi’nin  gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak teknoloji girişimcileri ile çalışan Turcorn 100 ekibi, Turcorn olma potansiyeli taşıyan belirli sayıdaki girişim ile birebir çalışıyor girişimlerin kısa süre içinde ölçeklenmeleri ve küresel iddialarını gerçekleştirebilmeleri için terzi işi destekler sunuyor. Program ile küresel hedefleri olan ölçeklenme aşamasındaki Turcorn adaylarına ihtiyaçlarına özel destekler sağlanıyor. Girişimlere tanıtım, yol göstericiler, alan bazlı danışmanlık, iş ağlarına ve finansal kaynaklara erişim destekleri sunuluyor. Girişimlere sağlanan imkanların geliştirilmesinde ulusal ve uluslararası kurumsal firmaların program paydaşı olarak katkısı alınıyor. Program kapsamında yer alan 17 paydaş, uzmanlık alanlarında özel destekler sunuyor. Genç profesyonellerden, uzmanlardan ve dünyanın dört bir yanındaki misyonlardan oluşan Turcorn 100 ekibi, Türkiye’den küresele açılacak teknoloji girişimcilerine desteğe hazır.

Bu destekler sayesinde ülkemizde küresel iddiası olan Turcorn adayı girişimler hızlıca ölçeklenebilecek, bu da Türkiye girişim ekosisteminin potansiyelini daha görünür ve cazip kılarak, yabancı yatırım fonlarının Türkiye’ye yatırım yapmasını daha da teşvik edecektir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Turcorn 100 Programı ile ilgili bilgilere turcorn.gov.tr adresinden ulaşıp başvuru sekmesinden de başvuru yapabilirsiniz.

Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi

Okuma Süresi

3 Dakika

Yayınlanma Tarihi

27 Ekim 2022

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teknoloji girişimciliğinin gelişim hızının artırılarak bu alandaki ekosistemin daha da güçlendirilmesi amacıyla “Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi” konulu genelge yayımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Resmi Gazete’de yer alan genelgede, Türkiye’de yüksek katma değerli ve kritik teknolojik ürünlerin yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesi ve üretilmesiyle ulusal düzeyde teknolojik atılımı hedefleyen ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ni gerçekleştirme yolundaki faaliyetlerin ve ilerlemelerin hız kazandığını bildirdi.

Bu süreçte en önemli faaliyet alanlarından birinin ise teknoloji odaklı girişimcilik olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Yenilikçi, yüksek katma değerli teknolojik girişimler hızlı büyüme potansiyeli ve küresel pazara açılma kapasiteleri ile ekonomik ve toplumsal değer üretimi sürecinin öncüsü haline gelmiştir. Son dönemde ulusal teknoloji girişimlerinin sergilediği başarılı performans da bu alanın önemini ve ülkemizin sahip olduğu potansiyeli belirginleştirmektedir. Bu itibarla teknoloji girişimciliğinin gelişim hızının artırılarak teknoloji girişimciliği ekosisteminin daha da güçlendirilmesi amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili paydaşlarla iş birliği içinde hazırlanan ‘Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi’ Bakanlığın resmi internet adresinde (www.sanayi.gov.tr) yayımlanacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi kapsamında yürütülecek çalışmalarda ihtiyaç duyulacak her türlü destek ve yardımın ilgili kurum ve kuruluşlarca hassasiyetle yerine getirilmesini istedi.

Teknoloji Girişimciliğinin Yol Haritası

Uluslararası arenada yüksek rekabet gücüne sahip bir teknoloji girişimciliği ekosisteminin oluşturulması ve ülkemizin girişimler için bir çekim merkezi konumuna getirilmesi amacıyla hazırlanan teknoloji girişimciliğinin yol haritası niteliğindeki Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi, bu alanda ilk ve en kapsamlı çerçeve metni olma özelliğini taşıyor.

30 Strateji ve 90 Eylem

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil aktörlerin katkı ve katılımıyla hazırlanan Stratejide, teknoloji girişimciliği ekosisteminin dinamiklerini dikkate alan ve ekosistemin tüm aktörlerinin etkin rol almasını gerektiren 30 strateji ve 90 eylem bulunuyor.

Milli Teknoloji Hamlesi Vizyonu

Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu ile hazırlanan bu yol gösterici belge, Erişilebilir Finansal Araçlar, Fırsat Sağlayan Politika, Yetenek ve Teşvik Eden Kültür, Yol Açan ve Öncülük Eden Kapsayıcı Destekler, Girişim Dostu Pazar Koşullarına ilişkin stratejileri ortaya koyuyor. Ayrıca sadece ekosistem özelinde bir gelişimi desteklemekle yetinmiyor, ülkenin kalkınması için önem arz eden Fırsat Eşitliği, Sürdürülebilir Yaşam, Gençlerin Geleceğine Yatırım ve Odak Gelişim Alanlarında ilerlemeyi de odağına alıyor.

Girişimcilik Konseyi

Katılımcı bir yaklaşımla hazırlanan stratejinin yine katılımcı bir yaklaşımla izlenip yönetilmesi için Girişimcilik Konseyi oluşturuluyor. Strateji kapsamında kadınların girişimcilikte ve ekonomik alanda, eşit şartlar altında sahip oldukları potansiyeli açığa çıkarmalarını sağlamak amacıyla bir Kadın Girişimciliği İnisiyatifi de başlatılıyor. Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi ekosistemin tüm paydaşlarını bu vizyona ve motivasyona ortak olmaya ve “Gelecek İçin Girişim” inisiyatifine katkı vermeye davet ediyor.

5 Bin Melek Yatırımcı

Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi ile 2025 yılına kadar; 5 bin melek yatırımcı, 2,5 milyar TL kitle fonlaması, dünyanın en gelişmiş 20 ekosistemi arasında yer almak, ekosisteme 5 milyar TL kamu desteği, yıllık 2,5 milyar dolar girişim sermayesi yatırımı ile 15 Turcorn, 5 Decacorn hedefleniyor.

100 Bin TEKNOGİRİŞİM

2030 yılına kadar; dünyanın en gelişmiş ilk 10 ekosistemi arasında yer almak, İstanbul’u girişimcilikte dünyanın ilk 20 merkezinden biri haline getirmek ve 100 bin teknogirişim hedefleniyor.

 

Ulusal Teknoloji Girişimciliği Stratejisi ile ilgili ayrıntılı bilgilere https://www.sanayi.gov.tr/m/d/Lf25YiKe adresinden ulaşabiliyor.

4 Turkish Unicorns on How to Support Digital Transformation and The Start-up Ecosystem

Okuma Süresi

5 Dakika

Yayınlanma Tarihi

12 Ekim 2022
  • Turkey became the 10th country to attract the most investment among European countries over two years and hosts six unicorns.
  • A network of entrepreneurs, start-ups, academics and researchers meet each year for the world’s biggest aviation, space and technology festival, Teknofest.
  • Four unicorns in the space say that unicorns must embrace digital transformation and governments must support the ecosystem and nurture small-medium sized businesses through policy but they must refrain from regulation or favouring traditional offline enterprises.

The 2020s mark an important period for Turkey with its entrepreneurial ecosystem advancing fast.

While global venture investment last year totalled $643 billion, compared to $335 billion in 2020 – marking 92 % growth year over year – a similar success story took place in Turkey, even though not a single unicorn was present in the country until 2020. Today, Turkey hosts six unicorns: Peak Games, Getir, Dream Games, Hepsiburada, Trendyol and Insider. In such a fast-developing investment ecosystem, Turkey became the 10th country to attract the most investment among European countries.

Its national target is to host 10 unicorns by 2023 when Turkey celebrates the 100th anniversary of its establishment as a Republic.

This development of the entrepreneurship ecosystem has happened with intent rather than luck, as Turkey vowed to develop an innovative ecosystem of emerging technologies through its Industry and Technology Strategy Plan for 2023. The country has established a mega technology corridor starting from Istanbul, Kocaeli to Izmir where there is a nationwide network for entrepreneurs, start-ups, academic research centres and development institutes.

The Turkish Technology Team Foundation and the Ministry of Industry and Technology also set up Teknofest. The event holds technology competitions covering 99 different categories, attracting more than 1 million visitors each year, including 150,000 teams and 600,000 participants from high schools, universities and entrepreneurs from 108 different countries.

We asked four prominent unicorns to share their views on the biggest digital transformation for the rest of the decade and how governments can provide support. Here’s what they had to say.

The effect of groundbreaking technologies such as the metaverse, decentralized finance and quantum computing will soon become a more profound part of our lives. Traditional companies aside, today’s unicorns are doomed to be disrupted if they fail to adapt to these emerging technologies. Unicorns must spend the rest of the decade not resisting but embracing the change.

By their nature, unicorns could significantly help tackle the world’s challenges, such as climate change, poverty and inequality. Being part of the way forward will define the rest of the decade for them. Trendyol is Turkey’s leading and one of Europe’s top five e-commerce marketplaces, with more than 30 million shoppers and 230,000 sellers. While creating value for our sellers and customers, we’ll channel our resources to contribute more to sustainable development in Turkey and other countries we operate.

Regarding governmental support, education and labour market policies should be at the centre of the policy roadmap to increase the number of successful start-ups. Formal education structures should be redesigned in line with the human resource needs of technology companies with high-growth potential. Labour market policies should involve introducing flexible work arrangements to labour codes.

Secondly, an effective financing structure to fund innovative companies is essential to spur innovation. Start-ups focusing on basic research such as biotechnology should see funding come predominantly from government research organizations. Tax incentives for angel investors and implementing state-backed venture capital funding programmes are some of the policies governments can implement.

The main transformation that will define the rest of the decade will stand on creating outstanding customer experiences through digitalization. The number of technology companies outside of the United States and China are rising fast, which is creating new startup ecosystems with a lot of potential and opportunities. The increasing number of startups will make B2B companies more prominent. That was the case for Insider.

Insider recently became the first Software Unicorn from Turkey and 9th B2B SaaS in the world. I believe that the main transformation that will define the rest of the decade will stand on creating outstanding customer experiences through digitalization. From all of the case studies and research we’ve seen, the ability to deliver frictionless, consistent customer experiences will define the next decade, because customers are demanding seamless journeys more than ever.

Moreover, the governments need to increase the community support for startups by encouraging investments, creating more job opportunities and fostering a more lucrative environment for entrepreneurs. Embracing the startup culture from the high school level will have a huge impact on boosting the ecosystem.

By the end of the decade, I think more than 90% of the world’s population will be using digital products. Almost everything currently not sold or serviced digitally will be available online, at the touch of a button or through our smart devices.

To nurture these businesses, governments should consider tax incentives, such as waiving most indirect taxes on start-ups until they are profitable or for a specified time. There can also be tax incentives on start-up employees’ income for several years. In the long run, if more start-ups become big businesses, there will be more taxes to collect.

Regulation is also an area I’d consider revisiting. Unless a specific sector needs regulation for environmental or health reasons, it should not be regulated so that new ideas and companies can emerge. Freedom of creativity is essential for progress and too much regulation slows or kills progress.

As start-ups grow and begin to compete with existing established businesses, governments should refrain from siding with existing offline industries.

As we emerge from the COVID-19 pandemic, the rest of the decade will be defined by the long-term economic recovery. Digitalization and the wider adoption of technologies by consumers and businesses in everyday life will be a huge part of that recovery path.

The digital economy will transform businesses by powering economic growth across a wide range of sectors. The growth of the e-commerce sector, accelerated after 2020, is a clear indication that this transformation is already underway. As a household brand in Turkey, Hepsiburada aims to be at the forefront of the digitalization of the Turkish economy, from addressing customers’ everyday needs to empowering the merchants on our platform with the necessary capabilities they need in an increasingly digital future.

Start-ups and small-medium enterprises (SMEs) will be the biggest drivers of growth and innovation in the coming years and governments should continuously prioritize creating the infrastructure and environment for them to flourish. In the e-commerce sector, for instance, it is important to implement policies that nurture SMEs, allowing merchants and entrepreneurs to continue to innovate and drive competition. For growth to be sustainable, opportunities need to be as widely available as possible and governments have a vital role to play in maintaining level playing fields, ensuring fair competition in the industry and making it open to new players and innovations.